top of page

Sosyal Oyunun Gelişimi- Çocuklarda Oyunun Dönemleri

Güncelleme tarihi: 30 Haz


ree

Oyunun neden bu kadar önemli olduğunu anlamak ve çocukları bu anlamda desteklemek ne kadar önemliyse çocukların oyun gelişiminin nasıl bir yol izlediğini bilmek, hangi dönemlerde ne tür oyunları neden oynadıklarını bilmek de onları daha iyi anlamak ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına o kadar önemlidir.

Çocukların oyun davranışlarının ve tercihlerinin gelişimsel bir yol izlediğini bilmekte fayda var.

“Neden sürekli bu şekilde oynuyor? Neden yalnız oynuyor ve diğer çocuklarla oynamıyor? Neden uzun süre izliyor ve katılmıyor? Neden oyuncaklarını paylaşmak istemiyor? sorularını ebeveynler sıklıkla sorarlar. Tüm bunların sosyal oyun gelişiminde elbette cevapları var. Bunları biliyor olmak gelişimin bir parçası olduğunu anlamamıza ve çocuklara uygun oyun alanları yaratıp ihtiyaçlarını gözetmemize destek olabilir. Oyun gelişimini inceleyen Mildred Parten çocukların sosyal olarak gelişimlerine paralel oyunun da gelişimini en yalın haliyle ortaya koymuştur.

Çocuklar gelişim süreçlerinde ilerledikçe ve büyüdükçe oyun oynama şekilleri ve tercihleri de

farklılaşmaya başlar. Oyundaki bu gelişim sosyal beceriler için atılan temellerin her geçen gün daha da sağlamlaşmasını sağlar.


Parten’ın çalışmaları çocukların her yaşta gelişen sosyal becerilerinin oyuna yansıdığını ve giderek güçlenen becerilerle beraber daha komplike oyunlar ortaya koyduklarını göstermiştir. Sosyal oyun gelişimi evrelerini şu şekilde tanımlayabiliriz;


Uğraşsız Oyun- Bebeklik dönemi

Oyun doğumla başlar ve bebekler doğumdan itibaren bacaklarını, kollarını, ellerini ve ayaklarını hareket ettirirler. Bu hareketler sayesinde kendi bedenlerini tanımaya ve keşfetmeye başlayarak aslında oyun oynamaya da başlamış olurlar. Biraz daha büyüdüklerinde dikkatlerini çeken bir şeyi izler ya da etrafı keşfetmek için emeklemeye, yürümeye başlayabilirler. Bu dönemde başlayan ufak hareketlerle aslında bi anlamda çocuk oyun oynamaya başlamıştır.

Tüm bu davranışlar oyun olarak adlandırılır.


İzleyici Oyun

Bebeklerin biraz daha büyüdüğü ve artık yürümeyle beraber bağımsız hareket etmeye başladığı bu dönemde diğer çocukların oyunlarını izler, bol bol gözlem yaparlar.Çocuk, diğer çocukların oyununu izler ancak oyuna katılmaz. Diğer çocukların ne yaptığını gözlemler ve oyun hakkında sorular sorabilir. Sosyal etkileşime ilk adım olarak kabul edilir. Zaman zaman diğer çocuklarla iletişim kurup, sorular sorabilirler ancak oyuna dahil olmayı tercih etmezler.


Tek Başına Oyun

Artık bebeklikten çocukluğa geçişle beraber oyuncaklarıyla oynamaya başlar ancak diğer çocuklardan bağımsız olarak tek başına oynar. Diğer çocukların varlığından haberdar olsa da onlarla etkileşim kurmaz. Çocuğum neden yalnız oynuyor sorularının cevabı olan bu oyun dönemi aslında gelişimsel açıdan oldukça önemli ve gereklidir. Bu dönem sayesinde bağımsız olarak çalışabilme ve bir şeyler yapabilme becerisini desteklenir.


Paralel Oyun

Genellikle 2-3 yaş döneminde denk gelen bu oyun döneminde çocuklar artık sosyalleşmeye ihtiyaç duyarlar ve diğer çocuklarla bir arada olmaları önemlidir. Ancak bir arada olsalar da çocuklar tek başlarına oynamaya devam ederler. Burada kritik olan durum ise artık yalnız oyun dönemindeki gibi tüm alakası kendinde değildir. Diğer çocukların varlıklarını daha yakından gözlemler, aynı ortamda olmayı önemser ve giderek daha yakın olmayı tercih eder, yan yana oynarlar. Hatta kimi zaman aynı ya da benzer oyuncaklarla oynamayı tercih ederler. Aynı oyun alanında yan yana oturan, aynı oyuncakları tercih eden çocuklar bu dönemde birbirlerinin oyun davranışlarını taklit eder ancak etkileşime girmeye ve birlikte bir şey üretmeye çabalamazlar. Oyun gruplarında bir arada olmalarına rağmen etkileşim kurmayan çocukların bu dönemde olduğunu bilirsek eğer; yine de aynı ortamda olmalarının ve zamanla gelişen sosyal becerilerle ufak etkileşimlere gireceklerini bilebiliriz.


Bebeklikten birlikte oyun evresine kadar çocuklar gelişimsel olarak henüz ben merkezci dönemdedir. Çocuk bu dönemde, her şeyin kendisine ait olduğunu, her şeyin sebebinin kendisi olduğunu düşünür. Bir bakıma dünya onların etrafında döner. Bu süreç sağlıklı gelişimin bir parçasıdır ve çok normaldir. Bu dönemde oyuncaklarını paylaşmak, kendi alanlarını ve sahiplik duygularını kaybetmek anlamına gelebilir. Oyuncaklar, çocuklar için sadece nesneler değil, aynı zamanda duygusal bağ kurdukları ve kendilerini ifade ettikleri araçlardır. Bu nedenle, oyuncaklarını paylaşmak, kendilerinin bir parçasını paylaşmak gibi gelebilir. Paylaşma becerisi, zamanla ve deneyimle gelişen bir sosyal beceridir. Çocuklar, empati kurmayı, başkalarının duygularını anlamayı ve işbirliği yapmayı öğrendikçe paylaşma konusunda daha istekli hale gelirler. Yaklaşık 3-4 yaşlarında kendileri dışında başka bir dünyanın da var olduğunu, başkalarının da ihtiyaçları olduğunu analamaya başlarlar. Ancak bu kavrayıştan sonra çocuklar oyuncaklarını paylaşabilirler, verdikleri bir şeyin onlara geri geleceğini anlayabilirler. Bu nedenle henüz birlikte

ve işbirlikçi oyun evresine gelmemiş bir çocuktan oyuncaklarını paylaşmasını beklemek yanlıştır.


Birlikte Oyun

Çocuklar artık bu evreye geldiklerinde diğer çocuklarla oynamaya başlar ve oyuncaklarını gönüllü olarak paylaşırlar. Konuşurlar, gülerler ve birbirleriyle etkileşim kurarlar. Ancak oyunun ortaklaşa bir amacı yoktur. Oyunun kuralları ve rolleri net değildir. Belirli bir kurgusu yoktur ve organize olmaya çabalamazlar.


İşbirlikçi Oyun

Bu evrede artık sosyal becerilerini güçlendirmiş, hayali oyun evresinde olan çocuklar en az bir çocukla olmak üzere gruplar halinde oynamayı tercih ederler. Oyunun artık ortak bir amacı ve kurgusu vardır. Roller dağıtılır ve herkes aynı amaca göre oyunda yerini alır. Bu evrede çocukların hangi rolleri alacakları, nerede oynayacakları, oyuna nasıl yön verecekleri, hangi materyaller ile oynayacakları, sıralı bir oyunsa nasıl sıra olacakları gibi konularda anlaşma yapmaları gerekir. Bu nedenle oyunun içinde sıklıkla çatışmalar ve anlaşmazlıklar çıkar. Oyuna hazırlık, oyunun organizasyonu oyundan daha uzun sürebilir. Pek çok sosyal beceri için temel oluşturan bu dönemde çocuklar gelişen dil becerileriyle birlikte artık gerçek bir sosyal ilişki içindedir. Diyalog ve ilişki oyun kadar kıymetlidir. İlkokula başlama yaşına yaklaşmış olan çocukların işbirlikçi oyun evresinde oyunun organizasyonunu yapmak için çok zaman harcamasının sebebi de budur.


Kurallı Oyunlar

Altı- yedi yaş sonrası gelişen becerilerle artık kazanan kaybeden ilişkisinin devreye girdiği oyunlar görülür. Bir önceki oyun evresinde her şey devam eder. Ancak artık kurallar vardır ve bu kurallar çocuklar tarafından koyulur. Yani oyunu kuranlar birlikte kurallar oluşturur ve oyunun gidişatını birlikte yönlendirirler. Kendinden kurallı olan satranç gibi oyunlardan farklıdır. Çocuklar istedikleri oyunca kuralı değiştirebilirler ancak oyun içinde kuralı uyulmadığında kaybetmek vardır. Bu dönemde sosyal hayatta lazım olan kurallara ve toplum olarak yaşamaya dair becerilere de bir temel oluşturur.


 
 
 

Yorumlar


bottom of page